Aşure
İnsanlık alemi tarihte acılara sahne olan gelişmelerle bugünlere ulaşmıştır. Günümüzde Dünyada ve Türkiye’de olduğu gibi insanlar her devirde kötülüklere ve çağ dışı baskıcı dikta yönetim anlayışlarına karşı mücadele etmek zorunda kalmıştır. Aslına bakıldığında bilimsel olarak yöneticilerin asli ve insani görevi insanları mutlu edecek, onların barış ve huzur içinde yaşaması için gerekli tedbirleri almaktır. Ancak konu uygulamaya geldiğinde insanları etnik ve inanç temelinde ayrıştırmak, birilerini ötekileştirmek, birbirine düşman edecek insanlık dışı algı yöntemlerini kullanmak günümüzde insanlığın temel sorunu olmaya devam ediyor.
Kindarlık, etnik ve inanç temelinde ayrışma, sevgi ve saygı yoksunluğu ülkemizin temel sorunu olmaya devam ediyor.
Aslında ülkemizin kaynakları, tarihi ve kültürel yapısı barış ve huzur için yeterli birikime sahip olduğu halde yönetim zafiyetleri ve yanlış yönetim tercihleri ülkemizin geleceğini, birlik ve bütünlüğünü zehirlemeyi sürdürüyor.
Acıları mutluluğa, kin ve nefreti sevgiye çevirmek için Hz. Hüseyin’in Kerbelâ’daki acısı başta olmak üzere On iki İmamlar’ın acılarını anmak ve benzer acıların bir daha yaşanmaması için gerekli olan insanlık değerlerini ve Alevî öğretisini özümsemek gerekir.
Yaşama ve insana saygı adına, matem süresince bıçağa ve kesici aletlere el sürülmez, kurban kesilmez ve et yenmez. Matem boyunca hiçbir canlıya eziyet edilmez.
Kimsenin kalbini kırmamak, hoşgörü ve sevgiyi büyütmek Mâtem Orucu’nun temel ilkesidir.
Sağlığı yerinde olanlar oruç tutarlar.
Matemden amaç, kendine eziyet etmek değil, kötülük ve katliamların bir daha olmaması adına anmak ve unutmamaktır.
Kerbelâ katliamında hasta olması nedeniyle İmam Zeynel Abidin’in kurtulması ve Ali’nin soyunun devam etmesi nedeniyle de Allah’a şükredilir. Bu nedenle Muharrem mâtemi, aşûre geleneği ile biter.
12 gün orucun ardından Aşûre Günü yapılır. 12 değişik malzemeden oluşan aşûre yenilir ve dağıtılır.
Bu yıl 1 Muharrem ve Hicri Yıl 11 Eylül Salı, 10 Muharrem 20 Eylül Perşembe ve Aşure günü ise 20 Eylül Perşembe günüdür.
Muharrem ve Aşure “Sevgili peygamberimizin Mekke’den Medine’ye hicretini gerçekleştiği ve Allah’ın ayı” olarak nitelendirdiği bir tarihtir. Peygamberimiz, “Aşûre günü’nde tutulan orucun inananları işlediği günahlardan arındırdığını” beyan etmiştir.
Müslüman Türklerin geleneğinde önemli bir yer tutan aşûre, aynı zamanda Muharremin onuncu günü başlamak üzere, daha sonraki günlerde de özel merasimle pişirilip dağıtılan tatlıya isim olmuş ve sosyal dayanışmaya önemli katkılarda bulunmuştur.
Ülkemizde yaşanan dini ve milli günlerin, örf ve adetlerin temel amacı toplumsal barışı geliştirmektir.
Bu özel günleri ayrışma ve ötekileştirme gerekçesi yapanların insanlık ve çağ dışı yaklaşımlarını kabul etmek mümkün değildir. Toplumu kaynaştırmak, sevgi ve saygıyı büyütmek, demokrasi ve cumhuriyetin ilke ve kazanımlarını güçlendirmek her aydının insanlık görevidir.
Aşure gününüz mübarek, tutulan oruçlar ve dualar makbul ve kabul olsun….
25-26. Dönem Mv. Dr. Dursun ÇİÇEK