Dünden bugüne EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar)- 10
Her toplumsal hareketin, kitle hareketlerinin bir çıkış noktası olduğu gibi yoğun olarak yaşandığı yerler de vardır. EYT hareketi Çanakkale’de başlamış olmakla birlikte yoğunluğun arttığı yerler İzmir, İstanbul ve Ankara olmuştu. Ankara’daki etkinliklerde grubun öncülerinden olan Elif Topal ile olan görüşmemizden sonra, yine bu kentte her etkinlikte kendilerine yer açan Ömer Hayta ve Cihan Karacan ile konuştuk.
Sayın Ömer Hayta, EYT ile ilk tanışmanız ne zaman oldu?
Ömer Hayta: Yaşa takıldığımı zaten biliyordum. EYT ile ilk temasım 2013’te oldu. Sosyal medya aracılığı ile gruplara dahil oldum.
Ankara’da yaşadığınıza göre Elif Topal’a sorduğum soruyu size de sormak istiyorum. Öncüler kimlerdi veya sizinle birlikte olan isimler?
Ömer Hayta: İlk aklıma gelenler Hasan Andiç, Ali Karakuş, Nevin Yörük, Ruhi Sevim, Elif Topal, Zeynep Erol
TV programlarına katıldığınız biliniyor.
Ömer Hayta: TV 6’da Nevin Yörük’le birlikte Seyfi Uzunkök’ün programına katıldık. Canlı yayında EYT’yi uzun uzun anlattık.
Bu yayınların EYT’nin bilinmesinde yararı oldu mu?
Ömer Hayta: Elbette. Başka kanallarda da diğer arkadaşlar program yaptılar. Bengütürk TV, Ege TV, Ulusal Kanal ilk hatırladıklarım.
Bu yayınların EYT’ye nasıl bir katkısı oldu?
Ömer Hayta: Kamuoyunun dikkati üzerimize yöneldi. Bilmeyenler konuyu merak etmeye araştırmaya başladılar. Sosyal Medya üzerindeki grupların üye sayıları çığ gibi büyüdü. Sokak etkinliklerimizin de ses getirmesiyle birlikte pek çok siyasetçiyle birebir görüşmeler yaptık.
Ankara’daki etkinliklerin tamamında var mıydınız?
Ömer Hayta: Hemen hemen hepsinde bulundum. Meclisteki görüşmelerde, grup toplantılarında bulundum. TBMM’ye sayısız kere gittik.
Mecliste, grup toplantılarında sizinle birlikte olan daimi isimler var mıydı?
Ömer Hayta: Tabii. Ali Karakuş, Hasan Andiç, Cevdet Demirci, Ersin Kotan, Nevin Yörük’le daima birlikteydik.
Partilerin grup toplantılarına katılmakta zorluk yaşadınız mı?
Ömer Hayta: Sadece AKP’nin grup toplantılarına katılmakta zorlandık. Sadece dört kişi kabul edildik. Onda da üst katta dışarıda kaldık. İçeri dahi almadılar. Sesimizi duyurma şansını bulamadık.
Bu sizde umut kırıklığına yol açtı mı?
Ömer Hayta: Ben şahsen asla umutsuz olmadım.
Grup toplantılarına girebilmek için randevu mu gerekiyor? Ya da nasıl oluyor?
Ömer Hayta: Meclise randevusuz girmek mümkün değil. Bir vekil adınızı listeye yazdıracak.
MHP ile ilişkiniz nasıldı?
Ömer Hayta: Hep ılımlı yaklaştı. Özellikle Sayın Arzu Erdem bizi her defasında dinledi. Bizler için birçok kez kanun teklifi verildi. Haksızlık olduğu defalarca dile getirildi. Ne var ki verilen teklifler hep reddedildi.
Çözüm için AKP’yi mi adres gösterdiler?
Ömer Hayta: Tabii ki. Sonuçta iktidar onlarda.
Bu kez de EYT Ankara’nın öncü isimlerinden, kendi deyimleriyle 101 Dalmaçyalısından Cihan Karacan’a birkaç soru sorduk.
İlk tanışma ne zaman?
Cihan Karacan: 7 Ekim 2012. Ankara basın açıklaması ile. Sonra da gruplardan yazışmalar yaptık.
Etkinliklerde yer aldınız mı?
Cihan Karacan: Çok etkinlik oldu. 2012’den sonraki basın açıklamalarına katıldım. Ankara dışında sadece İzmir basın açıklamasına katılmadım. 3-4 kere İstanbul, 1 kez Adana ve Bursa, 3 kere de İzmir’e gittim.
Kuşku yok ki EYT mağdurlarını en çok üzen olay 24 Haziran seçimlerinden önce katılmak istedikleri AKP Ankara mitingine alınmayışları oldu. Bu konuyu Ersin Kotan, Cevdet Demirci, Nevin Yörük, Dilaver Sağır, Çetin Karadayan, Saim Aydemir, Cüneyt Zeki Atilla’ya sorduk.
Mitinge alınmayışınızın üzerinizde bıraktığı etkiyi anlatır mısınız?
Cevdet Demirci: Çok şaşırdık ve şok olduk diyebiliriz. Biz mağdur bir grubuz ve hakkımızı arıyoruz. O güne kadar ilk kez böyle bir uygulamayla karşılaştığımız için inanın şok olduk. Asla beklemediğimiz bir durumdu.
Ersin Kotan: Cevdet’le aynı düşüncedeyim. Bir siyasi partinin mitingine sokulmadık. Buna asla bir anlam veremiyoruz. Biz bir sivil toplum kuruluşuyuz ve dışlandık. O günkü üzüntümü kelimelerle anlatabilmem mümkün değil.
Sizler uzun zamandır EYT içinde mücadele veriyorsunuz. Tag belirliyor ve tweetler atıyorsunuz. Bu tweetlerde konu nasıl belirleniyor?
Cevdet Demirci: Tag belirleme ortak kararla alınıyor. Birkaç tag belirliyor ve oya sunuyoruz. En fazla takdir edilen konu o günkü tagimiz oluyor.
Ersin Kotan: Konunun güncel olması ve EYT mağduriyetini dile getirmesi de esas. Kısa ve etkileyici olmasına dikkat ediyoruz.
Etkinliklerde rol aldınız mı?
Cevdet Demirci: Baştan beri tüm etkinliklerin içinde aktif olarak rol aldık. Meclis görüşmelerinde hazır bulunduk.
Ersin Kotan: Bu mücadele bitmez. Hakkımız alınıncaya kadar devam eder. Nerede etkinlik var biz ordayız.
Nevin Hanım, sizin bu miting sebebiyle olan duygularınızı öğrenebilir miyiz?
Nevin Yörük: Bizler bu ülkenin öz evlatlarıyız. Hakkımız elbetteki iktidarda kim varsa ondan isteyeceğiz. Sesimizi duyurmak için gittiğimiz mitinge sokulmadık. Çok üzgünüm.
Dilaver Bey, sizin duygularınız neler? Hayal kırıklığı yaşadınız mı?
Dilaver Sağır: Yaşamadık dersem yalan olur. Siyasi bir partinin mitingine mağdur bir grup alınmadı. Nevin Hanımın da belirttiği gibi biz bu ülkenin öz evlatlarıyız ve mağduruz.
Çetin Karadayan, sizin ekleyeceğiniz bir şey var mı?
Çetin Karadayan: Ben de arkadaşlarımla aynı duyguları yaşadım. Asla beklemediğimiz bir durumdu. Oysa evimizden çıkıp mitinge giderken umut doluyduk. Bir anda hayallerimizi yıktılar.
Saim Bey, sizin diyeceğiniz?
Saim Aydemir: Her şeye rağmen bu mücadele devam edecek.
Son sorum size Cüneyt Bey, umutlu musunuz?
Cüneyt Zeki Atilla: Umut içimizde solmayan bir çiçektir ve biz o çiçeği daima sulayacağız.
Devam edecek…
Erdinç OZAN
Erdinç OZAN Kimdir?
1957 Rize doğumlu. Rize Lisesi Edebiyat bölümünü, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rize Meslek Yüksek Okulunu ve Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.
Ekonomist ve yazar.
29 yıl Rize’de, 24 yıl İstanbul’da 6 yıl Karabük’te yaşadı. Ayvalık’a yerleşti ve son bir yıldır burada yaşamakta. Özel sektörde satış ve pazarlama uzmanı ve müfettiş olarak çalıştı. Emekten yana olduğu için kendi deyimiyle 22 kez iş değiştirdi ve 19 işten kovuldu.
Yazı yaşamına 1980 de öykü yazarak başladı. Yüzlerce Sanat-Edebiyat dergisinde ve gazetelerin sanat yapraklarında şiir, deneme, öykü ve eleştirileri yayımlandı. Eleştirel yazılarında eş-dost ayrımı yapmadan yanlışların altını cesurca çizmesiyle tanındı. Toplumcu-Gerçekçi sanat anlayışını benimseyen yazar, tüm karakterlerini yaşamın içinden aldı. Sanal dünyalar ve ütopik duygulardan uzak, hayatın katı gerçeklerini akıcı bir dille gözler önüne serdi. Gerçeklerden yola çıkarak gerçeğe ulaşmayı hedefledi. Yaşanmış ya da yaşanmakta olan hayatları kuytu köşelerden alıp okurlarıyla buluşturdu.
İlk kitabı ”Dağlar da Ağlar” (öykü) Haziran 2014’te yayımlandı. Bu kitaptan sonra kendisine ”Dağları ağlatan yazar” yakıştırması yapıldı. İkinci kitabı ”Dökün Beni Yıldızlara” (roman) Ağustos 2016’da yayımlandı. Hemen her okuyanı gözyaşlarına boğan bu roman emeklilikte yaşa takılanların yaşadığı sosyal dramı gözler önüne serdi. İşsizliğin yol açtığı sebeplerle dağılan bir ailenin anlatıldığı kitap EYT tarafından sahiplenildi. Kitabın İzmir Karşıyaka’daki imza günü develi bir eylemle mitinge dönüştürülerek edebiyat tarihinde bir ilke imza atılmış oldu.
İrem adlı bir kız çocuğu olan Erdinç Ozan, yerel basında aynı zamanda köşe yazarlığı yapıyor. Edebiyat dergilerinde öykü ve denemeler yazıyor. 2017’nin son ayında üçüncü kitabı doğu ve batı kültürleri arasındaki çatışmayı gerçek bir aşk düzleminde konu alan ‘Narin Safran’ ve ”Balıkçı Kız” adlı romanı yayımlandı. ”Şirin mi Şirin” ve ”Tophane” isimli romanları ise yayımlanmayı bekliyor.