Kafası kesilerek öldürülen üniversitesi öğrencisinin babasından insanı hayrete düşüren açıklama: Düğün gecemiz
Tarikat yurdunda aşçı tarafından kafası kesilerek öldürülen üniversitesi birinci sınıf öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul bugün toprağa verildi. Tuğrul’un babası tarikata sahip çıkarken akıllara durgunluk veren açıklamalarda bulundu. Baba Halil Tuğrul, “Bugün bizim Şeb-i Arusumuz, biz bunu düğün gecesi olarak düşünüyoruz” dedi.
Antalya’nın Kepez ilçesindeki dinci Antalya İlim ve Kültür Derneği Öğrenci Yurdu’nda aşçı İhsan Güney tarafından vahşice katledilen Mehmet Sami Tuğrul, Kahramanmaraş’ta toprağa verildi. Cenaze başında konuşan baba Halil Tuğrul’dan insanı hayrete düşüren açıklamalar geldi. “Bugün bizim Şeb-i Arusumuz, biz bunu düğün gecesi olarak düşünüyoruz” diyen baba, tarikata sahip çıktı ve ‘Kendisinin kaldığı, konakladığı eller, emin ellerdi. Biz bundan eminiz” dedi.
Olay, salı günü Kepez ilçesindeki Antalya İlim ve Kültür Derneği Öğrenci Yurdu’nun yemekhanesinde meydana geldi. Yurdun aşçısı İhsan Güney, duvara dayadığı Akdeniz Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul’un başını satırla kesti. Saldırganın, kestiği başı gencin göğsüne koyarak “Deccali öldürdüm” diye bağırdığı öğrenildi.
“DÜĞÜN GÜNÜ”
Oğlunun cenazesini Kahramanmaraş’a getiren baba, namaz öncesi oğlunun tabutu başında konuştu. Baba Halil Tuğrul, “Kelimelerin, sözün bittiği yerdeyiz. Bugün bizim Şeb-i Arusumuz, biz bunu düğün gecesi olarak düşünüyoruz Mevlana’nın diliyle. Dünyanın geçici bir yer olduğunu, emanet sahibinin vakti saati geldiğinde emanetini aldığını, bizim bu konuda bir irademizin, bir etkimizin olamayacağının bilincindeyiz. Evet, önü vahşet gibi biz arkasındaki rahmete talibiz. O şekilde düşünüyoruz. Evladımız, biz annesi babası olarak yaşı, ömrü, hikayesi bizim için kısa oldu. Ama o kısacık zaman diliminde bile her noktada bize gururlar yaşattı” dedi.
TARİKATA SAHİP ÇIKTI
Bu olaydan dersler çıkarılması gerektiğini belirten Halil Tuğrul, şöyle devam etti: “Kendisinin kaldığı, konakladığı eller, emin ellerdi. Biz bundan eminiz. Daha önce defaatle kardeşlerimizden, değişik kişilerden bu emanet yuvasına koyduklarımızdan hep randıman aldık. Biz o konuda asla yanlış fikre asla katılmıyoruz. Sadece bizim buradan çıkaracağımız bir ders var. Bu hastalıklı şahıs maalesef son zamanlarda kontrollerinin dışına çıktığı için böyle insanları işe alıp yerleştirirken adeta pimi çekilmiş birer bomba gibi toplumun, halkın içine koyarken devlet büyüklerimizin bir daha, bir daha düşünmesini istiyorum. Buradan dersler çıkarılmalı, ibretler çıkarılmalı, aynı hatalar tekrar edilmemeli. Bizim evladımız orada herhangi bir kavga, herhangi karşılıklı bir tartışma değil, tamamen denk geldiği için o şahsın kriz anına, bunun neticesinde olan bir vahşet. Biz kendisinden razı olduk, defaatle bizi gururlandırdı, sevindirdi. Rabbim daha çok seviyormuş ki bizden, daha kısa sürede yanına aldı.”
“ŞEB-İ ARUS” NEDİR?
Mevlevilikte Mevlânâ Celaleddin-i Rumi’nin öldüğü gecedir. Mevlana Celaleddin Rumi, bu geceyi Rabb’ine, sevgiliye kavuşma gecesi olarak düşündüğü için “Düğün Gecesi” olarak adlandırır.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)