Köleden gladyatör çıkar mı, çıkmış işte. MÖ 201 yılındaki İkinci Kartaca Savaşı’ndan sonra, Roma’da geniş topraklarda köle orduları tarafından işletilen çiftlikler ve bu çiftliklerde çalışan binlerce köle. Romalı soyluların gerek duyacakları her şey köleler tarafından üretiliyordu… Oysa Romalıların durumu aynıydı. Saldırganlık ve zulüm…
Kölenin gücüne ihtiyaç duyan ve bunu gerçekleştiren Romalılar, büyük bir köle ordusu kurup, kıtaların hâkimi, egemeni durumuna getiren, kölelerine köle katan bir güç haline gelmişti. Roma’nın egemenleri zenginleşip güçlenirken, köleler köle kalmaktan öte gidemiyorlardı. Kölelerin güçlü kuvvetli olanları, bir eğlence nesnesi haline getirilmiş, arenalarda dövüşerek, sağ kalmaya çalışıyordu. Sonrası, yaşlanıp işe yaramaz hale gelince de, kaderlerine terk ediliyordu. Bütün bu kötü koşullara rağmen, kölelerin kaçmamaları için de büyük önlemler alınmıştı. Ancak, kölelerden oluşan orduların, dayanacak güçleri yok gibiydi. Artık ayaklanmaları an meselesiydi. Ama önderlik edecek, yol gösterecek bir önder, lidere ihtiyaç duymaktaydılar…
İşin detayları bir tarafa, beklenen oldu. MÖ 187 yılında Aulie’de ilk köle ayaklanması ile Romalılar büyük bir şaşkınlık yaşadılar. Ancak ayaklanma hızlı ve kanlı biçimde bastırıldı ise de, artık köleleri durdurmak mümkün olmayacaktı. Sonuçta Spartaküs isimli köle, üç kıtanın yenilmez gücü olan Romalılara yenilgiyi tattıran bir köle lideri olarak tarihe ismini yazdıracaktı, yazdırdı da…
Modern köleler…Romalılar gibi…
Yaşadığımız bu tarih diliminde de, kapitalist-Emperyalist sistem modern köleler yaratmış durumdadır. Sömürgeleri, sermayeleri, onları geliştiren elemanları, çalışanları ve koruyucuları ile büyük bir güç ağı oluşturmuşlardır. Her şeyi belirleyen onlardır. Oluşturulan bu kafeste modern köleler, onları zenginleştirmek adına, güçlendirmek adına hayatlarını ortaya koymakta ve emeklerini satmaktadırlar. Sonuç, saldırganlık, savaş, kan ve ölüm… Tıpkı Roma ve Romalılar gibi. Roma köleleri gibi…
Günümüzde tanık olduğumuz, Afganistan’daki savaş ve işgali… Irak’ın işgali ve sonrası hala devam eden, ettirilen iç savaş. Suriye’de yıllardır, devam eden küçük dünya savaşı. Evet, Suriye savaşı, dünya savaşıdır. Küçük ölçekli, bölgesel, yerel olmasına rağmen küreseldir. Dünyanın egemenleri ve onlara bağlı işbirlikçilerinin, Suriye’yi işgal etme, zenginlik kaynaklarını ele geçirme ve kendilerine bağlı uydu devletçikler kurma planıdır. Bölgeyi yeniden dizayn etme, içinde bulunduğu krizden kurtulmak için, yeni silahlarını denemek ve silah satışlarını arttırmak, yeni işbirlikçiler yaratmak için yapılan organizasyondur. Zayıf olan devletlerin, sadece piyon olarak kullanıldığı aşikârdır. Bütün bu savaşlarda ölenler, sürülenler, namusu kirletilenler, sıradan Roma kölelerine benzeyen halktır. İçinde Spartaküsleri barındıran modern kölelerdir. Eğlenenler, keyiflenenler de Roma’nın değil, emperyalistler ve onların uşakları olan bölgedeki güçlerdir…
İşte Spartaküs, kölelerin umudu, lideri olmuş; vahşi Roma ve Romalıların da Azrail’i, can alıcısı olmuştur. Köleden, gladyatörler çıkaranlar, unutmasınlar ki Spartaküsleri de çıkaracaktır!
Hüseyin Kaya