YAZI DİZİSİ: 1993 Sivas Madımak Katliamı, Aleviliğin Sorunları ve Sosyalistler
Aleviler; sadece kendi Alevi kimlikleriyle değil, sömürü ve haksızlığa karşı, zulme karşı olmalarıyla da baskılarla karşılaştılar. Aleviler tarihlerinde hiçbir vakit egemenlerin ideolojilerine esir olmadılar. Bu bakımdan da onlar tarihlerinde hep baskı gördüler.
Devlet, 1974’te Kıbrıs’ı 8 saatte ele geçirdi. Bununla pek övünülürdü o günlerde. Ama aynı devlet 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta Madımak otelinde 35 can diri diri ateşte yakılırken 13 saat müdahalede bulunmadı. Seyirci kaldı yetkililer ateşte yakılanlara.
Zamanın başbakanı Tansu Çiller: “çok şükür vatandaşlara bir şey olmadı” açıklamasıyla oteli içerisindekilerle ateşe verenlerin burnunun kanamadığını dillendirdi.
Uzun yıllar hükümetlerin ve pek çok kesimlerin eliyle Alevilerin/Kızılbaşların inanç ve ibadet özgürlüğü ellerinden alınmış, her türlü baskı, iftira ve karalamalarla Alevilik/Kızılbaşlık kendi yolundan kopartılmış, çizgisinden uzaklaştırılıp asimile edilmiş, katliamlara maruz kalmıştı.
Alevi/Kızılbaş kimliği, Alevi/Kızılbaş ibadet ve inançlarının karartılmasına çalışılmıştı. Aleviliği/Kızılbaşlığı bir başka bünyenin içerisinde eritip asimle etmek, yok etmek; uygar, çağdaş ve demokratik bir devlet geleneği olabilir mi? Uygar devletler, yurttaşlarının farklılıklarını korumakla, bunun çözüm yollarını bulmakla yükümlüdür.
Alevilik/Kızılbaşlık bu ülkenin değerlerindendir. Kim ki Aleviliği/Kızılbaşlığı asimile ederek ortadan kaldırmaya çalışıyorsa suç işliyor. Bu insanlık suçudur. Ayrıca çağdaş devlete düşen yurttaşlarının farklılıklarını korumaktır.
Bütün baskı ve asimile edilme politikalarına karşın, Aleviler/Kızılbaşlar cumhuriyeti sevmek için ellerinden geleni gösterdiler. Ancak cumhuriyet, Alevilere/Kızılbaşlara her türlü baskı ve asimilasyonu uyguladı. Bunu her defasında değişik yollarla yaptı.
*** *** *** *** *** *** *** *** *** *** *** *** *** *** *** *** *** *** *** *** *** *** ***
Aleviliğin Sorunları ve Sosyalistler
Bir toplumun geleceği doğru temelde geliştirilmezse o toplum yok olmaya mahkûmdur. Bu ölçü Alevi toplumu için de geçerlidir. Aleviler, günümüzde buna uygun strateji geliştirmektedirler. Sadece Anadolu’da değil, insanlık için de bir değer olan Alevilik inancı da, diğer inançlar gibi yaşamalıdır. Alevi inancının yaşaması için Alevi örgütlenmesinin önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Alevi toplumunun istemlerinin yerine getirilmesinde, Alevi gençliğide sosyalistlerde yükümlülükle karşı karşıyadır. Sosyalistler ve Alevi gençliği istesede bundan kaçamaz. Sol ve Alevi gençliği, çabalarını, çabasızlıklarını, başarılarını, zaaflarını, sorumluluklarını görmek durumundadır.
İnançlar nasıl oluşmuştu? Aleviliğin bu inançlar içerisinde yeri ve konumu neydi? Aleviliği geleceğe taşıyacak olan ve insanlığa tanıtacak olan Alevilik bilinci ve Alevilere, Alevi Pirlerine, Alevi kurum ve kadrolarına karşı solun tutumu ne olmalı?
Aleviler 1400 yıldır hep aynı sorunlarla karşı karşıya kaldılar. Onların tarihleri bile yalan yazıldı ve çarpıtıldı. Alevi tarihi içinde Kerbela, Hasan Sabbah, Hallacı Mansur, Nesimi, Babai ayaklanmaları, Pir Sultan, Şeyh Bedrettin, Bogomil (Hakk Erenler) hareketi gibi Alevi/Kızılbaş önderlerinin, toplum tasarımları, komün geleneği içerisinde: “yârin yanağından gayrı her şeyde ortak” diyen felsefeleri, direniş gelenekleri, ezilenin, mazlumun yanda olmaları, ezenin, zulmün karşısında olmaları, insanlık için, sol ve sosyalistler için birer kazanım mı, değil mi?
Düşünsel açıdan sol hareket düşünce çizgisi bu direnişlerin çizgisi ve onların bıraktığı miras üzerinden yükselmiştir.
68’lerden günümüze sol, tabanını en çok Aleviler/Kızılbaşlar içerisinde buldu. 12 Mart’ta, 12 Eylül’de sol hareketler, aldığı yenilgilerden sonra Aleviler; Sivas’ta, Çorum’da, Maraş’ta, İstanbul Gazi’de ve Sivas Madımak’ta katledildiler.
Sosyalistler ve sol düşüncedekiler günümüzde Alevilerin ezilmesini, baskı ve katliamlara maruz kalmalarını engelleyemedi. Sol hareketler ve sosyalistler Alevilerin müttefiki ise Alevi gerçekliğini kabul etmek zorundadırlar.
Alevi gerçekliğini kabul etmek demek ne demektir? “Alevi tarihini boyutlarıyla bilmek, Alevi sorunlarının çözümü için mücadele etmek” demek değil midir?