Benim için en büyük kayıp: Halil Akyüz
1973 yılında Trabzon’da tanıştım. O 1975 yılında Trabzon İl Başkanı oldu. Seçildiği Kongrede Oflular ile Tonyalılar kavgası yaşandı. Behzat Nuhoğlu silahını çekmiş ve Halil Ağabeyi korumaya almıştı. 1977 seçimlerinde Milletvekili adayı olduğunda kampanyasının büyük bölümünde beni aktif kıldı. “Danışmanım sensin Celal” dedi. O gün bugündür Halil Ağabeyin siyasi yaşamının en yakın tanığı oldum.
12 Eylül’ün gazabına uğradı. 1983’te Erdal İnönü ile birlikte SODEP kuruculuğu yaptı. Ve Erdal İnönü ile birlikte o da veto edildi. Halkçı Parti ile birleşerek SHP’nin kurulmasında başrol üstlenenlerdendi.
1989’da SHP’nin ünlü “KÜRT RAPORU”nu hazırlayan 5 kişiden biriydi. Munzur, Zap, Botan, Dicle Vadilerini birlikte dolaşmıştık. SHP’nin Parti Meclisi ve MYK Üyesi idi. Genel Sekreter Yardımcılığı görevini yürütüyordu.
1991-92 yıllarında yaşanan İnönü-Baykal yarışlarında bana özel görevler verdi. Ülkenin her karışını birlikte arşınladık. Beni yanından hiç ayırmadı.
O zamanlar ben henüz ehliyet almamıştım. Tek başına araba kullandığı için bana kızıyordu. 1991’de Trabzon’da liste başı olmasına rağmen il barajına takıldığı için seçilemedi.
Siyasete ara verip bozulan ekonomisini düzeltmek üzere Antalya’ya bacanağının yanına gitti. Antalya Merkez ve Alanya-Afsallar’da inşaat işleri yaptı.
1998 yazında beni Antalya’ya çağırdı ve İstanbul 3. seçim çevresinde yeniden aktif siyaset yapacağını ve hazırlık yapmamı istedi benden. Bir yıl boyunca aynı evi paylaştık. Ayrıca ev tutmaya gerek görmedi.
O tarihte ben, hem Halil Akyüz’ün profesyonel danışmanlığını yürütüyordum hem de Dersim Dayanışma Kurulu Koordinatörü idim. Tunceli Derneği Genel Merkez Yöneticiliği, Munzur Festivali Organizasyonu gibi görevler üstlenmiştim.
Halil Ağabey, bu baş döndürücü performansımı görünce, bir gün bana bir sürpriz yaptı. Avcılar’da beni bir Noter’e soktu, “Kimliğini ver” dedi. Ve arabasının tapusunu bana verdi. Ve ben ilk kez bila-bedel araba sahibi oldum. Ve dönüp bana dedi ki; ” Celal sen çalışırken benim başım dönüyor, bu işler arabasız olmaz. Arabayı al rahat çalış.”
Ben ona saygıda kusur işlemedim, o bana sevgide hiç kusur işlemedi. Bir çok arkadaşımın maddi, manevi ve siyasi sorunlarını onunla çözdüm. Sonra bir dönem Milletvekiliği yaptıktan sonra Antalya’ya çekildi. Kendini emekliye ayırdı.
Birkaç ay önce kendisini Antalya’da ziyaret ettim. Arabasıyla beni Havaalanından aldırdı. Siyasi bir duayendi. Ve sohpetine doyulmazdı.
“Baharda beni Munzur’a götür” dedi. “Karadan arabayla gidelim. Eski günleri yad edelim.” Sözleştik. Ve ben ilk kez… Halil Ağabeyin sözünde durmadığına şahit oldum.
Ne çok anım var seninle GÜZEL İNSAN!!! En yakın dostumu ve arkadaşımı kaybettim. Çok çok üzgünüm. Işıklarla uyusun. Devri-daim olsun.
Celal TURNA