Bugün, Anadolu Rock müziğin önemli temsilcilerinden Cem Karaca’nın ölüm yıldönümü. 15 yıl önce bugün aramızdan ayrılan Karaca, arkasında büyük bir hayran kitlesi, birçok albüm ve asla eskimeyecek şarkılar bıraktı. Sanatla iç içe geçen çocukluk yıllarını piyano dersleri takip etti. Annesi Toto Karaca’nın sesini keşfetmesiyle profesyonel çalışmalara adım attı.
Cem Karaca, 5 Nisan 1945’te İstanbul’da doğdu. Çocukluk yıllarından itibaren sanatla iç içe büyüdü. Sanatçı bir çiftin çocuğu olarak doğan Karaca, müziğe yetenekliydi.
Orta öğrenimini Robert Lisesi’nde tamamlayan Cem Karaca, kolej yıllarındayken dünyada o dönemlerde popüler olan rock müziğe ilgi duydu. Arkadaşlarının isteği ile döneme ait rock parçalarını seslendirdi.
1962’de Beyoğlu Spor Kulübü’nde şarkı söyledi ve bir müzik grubu kurmaya karar verdi. İlham Gencer’in desteği ile 1963’te Dinamikler adında bir grup kurdular. Bu grupta Elvis Presley gibi dönemin yıldızlarının parçalarını yorumladılar. 1963 yılının sonlarına doğru grup dağıldı. Kısa bir süre sonra “Cem Karaca ve Jaguarlar” grubu kuruldu ve 1965’teki Altın Mikrofon yarışmasına katıldılar ancak ön elemeyi geçemediler.
Askerlik görevini tamamladıktan sonra Apaşlar, Kardaşlar, Moğollar, Dervişan ve Edirdahan gibi gruplara da katıldı.
1 Mayıs, 33 Kurşun, Akşam Erken İner Mapushaneye, Barış Dikeni, Ben Suyumu Kazandım da İçtim, Ceviz Ağacı, Dadaloğlu, Dönen Dönsün, Deniz Üstü Köpürür, Tamirci Çırağı gibi emeğe ve işçiye dair şarkılar söyledi Cem karaca. Yaptığı “1 Mayıs” adlı plağı sıkıyönetimin dikkatinden kaçmadı. Komünizm propagandası nedeniyle 1980’in Mart ayında Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yargılandı. Davada şarkıcı Cem Karaca, bestekar Sarper Özsan ve plak şirketi sahibi Ali Avaz da suçlanıyordu.
Bu dönemde Avrupa turnesine çıkan Cem Karaca, Almanya’ya yerleşti. 12 Eylül 1980 darbesi sonrası kurulan Sıkıyönetim Mahkemesi, Cem Karaca’yı Türkiye’ye geri çağırdı ve 13 Mart 1981’e kadar süre verdi. Cem Karaca yurda dönmek için ek süre istedi ve süre 15 Temmuz 1982’ye kadar uzatıldı. Bir süre sonra Cem Karaca, Türkiye’ye dönmeyeceğini duyurunca 6 Ocak 1983’te Yılmaz Güney ile aynı gün Türk vatandaşlığından çıkarıldı.
Almanya’da “Bekle Beni” albümünü yaptı.
1985’te Başbakan Turgut Özal ile görüşerek ülkesine dönmesi sağlandı. Vatandaşlıktan çıkarılmasına neden olan davadan beraat etti ve 29 Haziran 1987’de Türkiye’ye döndü. Türkiye’ye döndüğü yıl Merhaba Gençler ve Her Zaman Genç Kalanlar adlı albümü çıkardı. Albüm o yılın en çok satanları arasına girdi.
Karaca, 1990’lı yıllarda Türkiye’de birçok albüm çıkardı. 1992’de UNICEF için hazırlanan ve korosunda İbrahim Tatlıses, Ajda Pekkan, Muazzez Abacı, Leman Sam, Fatih Erkoç gibi isimlerin yer aldığı “Sev Dünyayı” adlı şarkının sözlerini yazdı ve koroda da yer aldı.
2005’in Mayıs ayında, ölümünden 10 gün önce Mahsun Kırmızıgül ile birlikte kaydettikleri “Hayat Ne Garip?” adlı parça Mahsun Kırmızıgül’ün Sarı Sarı albümünde yayınlandı.
8 Şubat 2004 sabahında, solunum ve kalp yetmezliğine bağlı olarak ağır bir kalp krizi geçirdi. Kaldırıldığı Bakırköy Acıbadem Hastanesi’nde 59 yaşında vefat etti. Hastane tarafından yapılan açıklamada Karaca’nın ölüm sebebi kalp ve solunum durması olarak belirtildi. 9 Şubat 2004’te Karacaahmet Mezarlığı’nda babası ile aynı mezara defnedildi.
Bu Son Olsun
Bugün sen çok gençsin yavrum
Hayat ümit neşe dolu
Mutlu günler vaad ediyor
Sana yıllar ömür boyu
Ne yalnızlık ne de yalan üzmesin seni
Doğarken ağladı insan bu son olsun bu son
Doğarken ağladı insan bu son olsun bu son
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)