Kılıçdaroğlu: Topuğunuz kıçınızda Putin’e koşuyorsunuz
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara çok sert sözlerle yüklendi. İdlib’de 35 şehit verilmesinin ardından Erdoğan’ın açıklama yapmamasını ve Meclis’in toplantıya çağrılmamasını eleştiren Kılıçdaroğlu, “Trump’a, Putin’e, Merkel’e bilgi veriyorsun, Gazi Meclis’e bilgi vermiyorsun. Topuğunuz kıçınızda Putin’e koşuyorsunuz” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:
“Defalarca uyardık. ‘Egemen güçlerin bu bölgede taşeronluğuna soyunmak en büyük tehlikedir’ dedik. ‘Maşa olarak kullanırlar’ dedik. Komşumuz olan bir ülkenin rejimini değiştirmek için özel bir çaba harcıyorsunuz. Sana ne kardeşim! Varsa bir sorun uluslararası arenaya taşırsın sorunu.
“SANA BOP EŞ BAŞKANLIĞINI KİM VERDİ?”
Devlet aklı Türkiye Cumhuriyeti devletinin çıkarlarını her zaman her yerde savunmaktır. Aynı zamanda devlet aklı liyakatli kişilerin yer alması demektir. Liyakatten söz edemezseniz bir kişinin aklından söz edersiniz. 26 Şubat 2016’da Erdoğan konuşuyor: ‘Biz orada Ortadoğu’daki projenin eş başkanıyız. Bize o görevi seçerek verdiler’ diyor. Sana Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanlığını kim verdi? Çık açıkla.
“ÖSO’YU AMERİKA İLE BERABER HANGİ GEREKÇEYLE KURARSINIZ?”
Kim seni yönlendirdi? Kim sana telkin etti? Bunun cevabını da Erdoğan veriyor. 5 Aralık 2017’de Erdoğan, ‘Biz Özgür Suriye Ordusunu ey Amerika sizinle birlikte kurduk’ diyor. Telkinin kimin tarafından verildiğini Erdoğan’ın kendisi söylüyor. Vicdan sahibi olan herkese sesleniyorum: ÖSO’yu Amerika’yla beraber hangi gerekçeyle kurarsınız? Suriye’nin parçalanması kime yarıyor? Akıl var akıl.
“KAVGA İSTEMİYORUZ”
Biz, ‘Bu kadar şehidimiz varsa TBMM’nin toplanması lazım’ dedik. ‘Bunu asla siyasi polemik konusu yapmayacağız’ dedik. Parti sözcümüz bir basın açıklaması yaptı. Kimseye eleştiri gelmedi. ‘Türk Ordusu Türkiye Cumhuriyeti’nin ordusudur, onlarca şehidimiz varken TBMM’nin sessiz kalmaması lazım, bu nedenle TBMM hemen kapalı oturumla toplanmalıdır’ dedi. Bakın hiçbir suçlama yok, sadece olayın ayrıntılarını öğrenmek için söyledik. Ertesi gün yine haber gelmedi. Sonra bir açıklama daha yaptık. Talebimizi bir kez daha dile getirdik. Parti sözcümüz yine kimseyi eleştirmeden bir açıklama yaptı. ‘Birlik ve bütünlük içinde bu sorunu aşalım’ dedik. ‘Onlarca şehit varken TBMM’nin kayıtsız kalması kabul edilemez’ dedik. Kavga istemiyoruz.
“DEVLETİN SİGORTASI YOK”
Birinci gün kimse yok, ikinci gün kimse yok, üçüncü gün Erdoğan İstanbul’da ilk kez bir konuşma yaptı. Ekonomiden bahsetti, başarılarından bahsetti, bir sürü şeylerden bahsetti. Doğal olarak bir de benden bahsetti. Dinleyince gerçekten bir kez daha üzüldüm. Biz ne kadar sorumlu, o ne kadar sorunlu davranıyor. ‘Kılıçdaroğlu beni aramadı’ diyor. Kardeşim arayacak olan ben değilim, sensin. Bir cumhurbaşkanı tarafsız olmazsa 83 milyonun temsilcisi olamaz. Çünkü Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti devletinin sigortasıdır. Devletin sigortası yok.
“KAHRAMANLIK EDEBİYATI MI YAPACAĞIM?”
‘Şehitler tepesi boş kalmayacak’ diyor. Şehitler tepesi zaten boş değil. O tepede zaten bir sürü şehit var. Sen öyle bir pozisyon alıyorsun ki; ‘Neden daha fazla şehit gelmiyor’ diyorsun. O gece Milli Savunma Bakanı yoktu, devletin cumhurbaşkanı, genelkurmay başkanı yoktu. O gece bir kişi vardı, Hatay Valisi. Şimdi ben bunları söylemeyeceğim de kahramanlık edebiyatı mı yapacağım?
“GENELKURMAY BAŞKANININ HİÇBİR YETKİSİ YOK”
Orduda bir hiyerarşi vardır. Orduda asla emir tartışılmaz. Mete Han’dan bu yana Türk ordusunun emir komuta zinciri bozulmamıştır. 20 Temmuz darbesinden sonra ordunun emir komuta zinciri ilk kez bozulmuştur. Genelkurmay Başkanı’nın hiçbir yetkisi yoktur. Hiçbir kuvvet komutanı Genelkurmay Başkanı’na bağlı değildir.
Putin’e telefon eder, Merkel’e telefon eder, Trump’a telefon eder, onlar gelir tak tak tak askeri vurur. Sonra ayaklarına gidersin. Topuğunuz kıçınızda Putin’e koşuyorsunuz.
Kılıçdaroğlu: “Benim askerime mermi sıkan herkes benim düşmanımdır. Ben niye ayağına gideyim? Topuğunuz kıçınızda Putin'e koşuyorsunuz” pic.twitter.com/vutvvTyTaI
— GazeteLİNK (@gazetelinkmedya) March 3, 2020
ÖSO’yu Kuvayı Milliye’ye benzetmesi daha acı olanıdır. Allah insanı bu kadar cahil etmesin. Hangi Kuvayı Milliye’ci egemen güçlerden aldığı parayla hareket etmiştir. Onlara para vermezsen isyan edecek. Kendi vatanı için mücadele eden adam aylık mı alır?
“SEN VATAN TOPRAĞINI IŞİD’DEN KAÇIRDIN”
Şey Edebalı, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyor. Sen yaşatmıyorsun, insanı öldürüyorsun. Çanakkale ile İdlib’i kıyaslamak kadar cehalet olabilir mi? Ya Çanakkale vatan toprağı. Sen İdlib’le Çanakkale’yi bir tutuyorsan, vay bu memleketin haline! Eğer sen Çanakkale ile Suriye’de bir yeri bir tutacaksan, o yer Süleyman Şah türbesidir. Çünkü; orası vatan toprağıdır. Sen Süleyman Şah Türbesi’ni IŞİD’den kaçırmadın mı? Kendi toprağını kaçırdın. Şehitlerden sonra sarayda toplananlar bana tarih dersi vermeye kalkıyor. Sen kim tarih kim?
“CUMHURBAŞKANI TBMM’YE BİLGİ VERMEK ZORUNDA”
28 Şubat’ta Türkiye’nin talebi üzerine NATO olağanüstü toplantı. BM bizim isteğimiz üzerine acil toplandı. ‘Biz acil Meclis’te toplanalım’ diyoruz. ‘Ne gerek var?’ diyorlar. Bunlarda vicdan var mı? Şehadetten söz ediyorlar. Sen şehadetten anlar mısın? Asker yolu gözleyen bir annenin dramını anlar mısın? Meclis bunu konuşmayacaksa neyi konuşacak? Biz bu Meclis’e hangi gerekçeyle ‘Gazi Meclis’ diyoruz. Erdoğan, Meclis’e gelip bilgi vermiyor. Trump’a, Putin’e, Merkel’e bilgi veriyorsun, Gazi Meclis’e bilgi vermiyorsun. Neden? Milletvekillerinin yüzüne bakmaktan utandığın için olabilir mi? Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı TBMM’ye bilgi vermek zorundadır.
“KILIÇDAROĞLU’NDAN PUTİN’E İDLİB SORULARI”
Şimdi Putin’e koşacak, gidecek oraya. Erdoğan’dan bir şey rica ediyorum: Putin’e söylesin. ‘Bizim ülkede Bay Kemal var. Her şeyi soruyor’ desin. Erdoğan kendi cesaret edemiyor, benim sorularımı iletsin. Sorularımız var: Sayın Putin, birliklerimizin yerlerini bildirmemize rağmen, neden askerlerimizi şehit ettiniz? İlk saldırıdan sonra uyarmamıza rağmen ikinci saldırıyı neden gerçekleştirdiniz? Yaralı ve şehitleri getirmek için helikopterlere neden izin vermediniz? Sayın Putin, savaş hukukunda ambulanslar vurulmaz. Siz yaralıları taşıyan ambulansları neden vurdunuz? Bunları Erdoğan sormaya cesaret edemez. Ben Erdoğan’ın sözcüsüyüm. Lütfen sorsun.”