Meral Akşener: “Erdoğan, güçlendirilmiş bir parlamenter sisteme geçelim dediği zaman orada oluruz.”
Sırrı Süreyya Önder’in “İYİ Parti bize elçi gönderdi” iddiasına Akşener’den yanıt
İYİ Parti lideri Meral Akşener, Yavuz Oğhan’ın radyo programı “Bidebunuizle”ye konuk oldu. Akşener, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunurken eski HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in iddialarına da yanıt verdi.
Önder, geçtiğimiz günlerde konuk olduğu Ruşen Çakır’ın programında İYİ Parti’nin 31 Mart yerel seçimlerinde kendilerine (HDP’ye) elçi gönderdiği, bazı konularda görüş alış verişinde bulunulduğu halde ittifakın gizli tutulmasından rahatsız olduğunu söylemişti. Önder, “Eğer hapiste değil de dışarda olsaydım partimin çağrısına yine uyardım ancak bu ittifakı da görünür kılmaya çabalardım” diyerek İYİ Parti’nin kendilerine elçi gönderdiğini açıklamıştı. Akşener, bu açıklamayı saygısızca bulduğunu ifade ederek Önder’i iddialarını ispatlamaya davet etti. Akşener, “Bizim, ne benim ne arkadaşlarımın HDP’ye biz nerede ne yapalım diye soru sormuşluğumuz resmi, gayriresmi yoktur. İsnat eden bunu ispat etmekle görevlidir” dedi.
Akşener ayrıca “memleket masası” teklifinin yeterince karşılık bulmadığının sorulması üzerine beklemede olduklarını başka çareler düşünülebileceğini söyledi. Akşener, “O masada HDP’ye yer var mı” sorusunun üzerine “Bu ülkeyi dert dert edinen herkese yer var” diye yanıt verdi.
Akşener, ayrıca partili cumhurbaşkanlığı sisteminin övüldüğü, bu sitemle yol yüründüğü bir noktada AKP’yle yan yana gelmelerinin mümkün olmadığını ancak eğer AKP ve Erdoğan, güçlendirilmiş bir parlamenter sisteme geçelim derlerse o zaman orada olacaklarını belirtti.
Söz konusu röportajın ilgili kısmı şöyle:
Bahçeli eskiden hükümeti çok eleştiriyordu. Şimdi gelinen nokta belli. Acaba Akşener’de ileride Erdoğan veya AKP ile yan yana gelir mi sorusu var?
Biz makulün peşindeyiz. Bizim çok net bir tavrımız var. Bana bir gazeteci arkadaşımız, 27 yıllık siyasi hayatımda, en acı günleriniz nedir diye sordu. 28 Şubat’ı söylemedim, evimin basıldığı günü söylemedim. 16 Nisan 2017 referandumunu söyledim. Benim için en karanlık, acı gün oydu. Keşke haklı çıkmasaydım.
Ekonominin uçacağı söylendi. O günle bugün arasında her birimiz kişi başına 2 bin dolar fakirleştik. Biz iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistemle, güçlü bir Meclis’le, adaletin, hukukun, demokrasinin yeniden tesis edilmesiyle, iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistemiyle bu ülkenin nefes alacağına inanıyoruz. Tek kişinin hakim olduğu partili cumhurbaşkanlığı sisteminin bu ülkenin vatandaşları için kabus olduğuna kanaat etmiş, iman etmiş bir insanım. Dolayısıyla bu sistemin övüldüğü, bu sitemler yol yüründüğü bir noktada AKP’yle yan yana gelmemiz mümkün değil. Ama AKP ve Erdoğan, güçlendirilmiş bir parlamenter sisteme geçelim dedikleri zaman orada oluruz.
Memleket masası kuralım önerisinde bulundunuz. Pek karşılık bulmadı gibi. Umudunuz var mı hala?
Dün anneler günüydü. Liderler arasında tek kadın kişiyim. Siyasi kimliğim baki kalmak kaydıyla bir anne olarak, bir babaanne olarak tüm liderlere bir çağrıda bulundum. Erdoğan partili cumhurbaşkanıdır iktidar onlardır. Dolayısıyla bu eylemi daveti yapması gereken kendisidir. Bir kez daha çağrıda bulundum. Dün anneler günüydü. Acaba o sertleşmiş yürekler, bütün bu erkeklerin her biri annelerini hatırlamıştır diye ümit ederek, acaba bu ülkenin annelerine de o yumuşamış yüreklle bakabilirler mi, bu sese kulak verebilirler mi diye çağrı yaptım. Bu çağrı yerine getirildiğinde herkesin lehine. Hepimizin fikirlerimizi önerilerimizi ortaya koyduğumuz bir memleket masası.
Bu masada fikirlerimizi söylediğimizde, yerine getirildiğinde kime fayda sağlayacak? Memleketin işine yarayacak. Böyle bir beklentiniz var mı? Olmazsa diğer liderlerle kendi aranız toplantı yapıp hükümete iletmek gibi bir düşünce var mı?
Olabilir birkaç gün beklemek gerekir. Sonra böyle bir araya gelme olabilir. Birbirleriyle yan yana gelmek istemiyorlarsa, Erdoğan açısından söylüyorum, tek tek bu sistem oluşturulabilir. Esas olan Türkiye’yi düşünmektir. Yurtdışında Türkiye’nin bu fotoğrafa ihtiyacı var.
Bahçeli sizinle yan yana görünmek istemez diye mi o marjı koyuyorsunuz?
Ben bilmiyorum. Niyet okuması yapmam doğru değil. Bahçeli’nin tutumunun ne olduğu konusunda gerçekten bir bilgim fikrim yok.
O memleket masasında HDP’ye yer yok mu?
Bu ülkeyi dert dert edinen herkese yer var. HDP’yle ilgili bana soru soruldu. Hep sorulduğunda aynı şeyi söyledim. PKK’nin yakınında, yanında yöresinde konumlandırıyoruz dedim. Ordan hem eski onursal başkanın hem de şimdi Sırrı Süreyya Önder’den birbirine benzeyen iki açıklama oldu. Birincisi ‘Biz de Meral Hanım’ı gladyonun içinde konumlandırıyoruz’ dediler. Ben gladyo değilim. Eski onursal başkan şunu mu demek istedi: Biz de PKK’nın yanında değiliz.
İkincisi, Önder’in söylediği; çok saygısızca bulduğunu ifade etti. Sırrı Süreyya Önder’in açıklamaları…
Bizim, ne benim ne arkadaşlarımın HDP’ye biz nerede ne yapalım diye soru sormuşluğumuz resmi, gayriresmi yoktur. İsnat eden bunu ispat etmekle görevlidir. Burada asıl dikkatimi çeken saygısızlık konusu. Sayın Önder, bu HDP’nin yönetim kadrosunu PKK’nın yanında gören İYİ Parti’yi ve onun genel başkanlığının saygısızlıkla suçluyorsa şunu mu demek istiyor: Kardeşim biz PKK’nın yanında yöresinde dğiliz. Sen bize saygısızlık ediyorsun mu demek istiyor? Bunu demek istiyorsa dolandırmaya gerek yok. Açık açık söylemelidir. Biz bundan HDP’nin kurumsal sisteminin yöneticilerinin bizim PKK’yla herhangi bir alakamız yoktur, bize saygısızlık ediyorsunuz sözlerinden ancak mamnuniyet duyarız. Ama bugüne kadar bütün mitinglerde teröristbaşının posteri açıldı, başkan Apo diye gidildi. Heykelinin yapılacağı söylendi. PKK ayrılıkçı silahlı bir örgüt. Biz bu konuda İYİ Parti olarak çok netiz: PKK, FETÖ, IŞİD, El Kaide PYD YPG her ne kadar terör örgütü varsa, onlarla legal-illegal, indirekt-direkt, sevgi veya saygı anlamında bir duruşu olan yapılarla yan yana gelmemiz mümkün değildir.
O zaman HDP’nin 6 milyon seçmenine ne diyorsunuz? Onlara da mı saygı duymuyorsunuz?
Onları da mı teröre yakın duruyor diye eleştiriyorsunuz? Bu şartlar altında seçimlere neden sokuyorsunuz?
Siyasi partilere oy veren seçmenler, İYİ Parti’nin seçmeni de dahil, hiçbir partinin tapulu malı, marabası
değildir. Biz bunu en iyi şekilde 23 Haziran’da İstanbul seçimlerinde gördük.